Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu ve Üç Öykü Daha – İnceleme
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu ve Üç Öykü Daha – İnceleme
“Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu ve Üç Öykü Daha” başlıklı öykü de , yazar yürüyüş yaptıktan sonra eve gelir ve postalarını kontrol ederken, bir kadının el yazısıyla yazılmış bir zarf bulur. Üzerinde herhangi bir isim ve gönderenin adresi yoktur. Hemen mektubu çıkarır ve okumaya başlar.
Hikaye, ciddi, hatta acınası: habersiz, farkedilmemiş bir sevgiye hizmet eden bir hayatın öyküsü.
Bu mektupta bir kadın, yazara kendisini çok küçük yaşlardan beri sevdiğini, nasıl tanıştıklarını anlatır. Daha sonra yıllar boyu yaşamının ayrıntılarını ve etkileşimlerini açıklar. Güzel, dokunaklı bir hikaye. Hikayeden bu pasajı çok sevdim.
“… Çünkü hiçbir umudu olmayan çocuğun karanlıkta farkedilmeden geçen bir sevgi hikayesi: sevgisi o kadar itaatkar, tutkulu ve bekleme de ve hevesle doludur. Sadece yalnız çocuklar, içine kapanık tutkuyu yaşayabilirler…
Bu yazı boyunca en çok sevdiğim şeylerden biri, denediğinizde dahi düşündüğünüz şeyi elde edemeyebilirsiniz. Doğal olarak, kadını ‘çılgın takıntılı hayran’ diye düşünebilirsiniz, ancak mektup devam ederken, fikrinizi tamamen değiştirmeye başlıyorsunuz ve çok farklı bir hikaye ortaya çıkıyor. İtiraf etmeliyim ki çok güzel, melankolik ve son paragrafta da inanılmaz derecede dokunaklı.
Yazar Hakkında
Stefan Zweig (1881-1942), Viyana ‘da zengin bir Avusturya-Yahudi ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Berlin ve Viyana ‘da okudu ve önce şair ve tercüman olarak, sonra biyografi yazarı olarak ün yaptı. Zweig, savaşlar arasında Salzburg ‘da yaşayarak seyahat etti. Bilinmeyen Bir Kadından Mektup, Amok ve Korku gibi birçok popüler roman dizisine sahip uluslararası alanda büyük satışlar yaptı.
